26 Şubat 2009 Perşembe

Nerdeyim Ben Ne yapıyorum?

Sonunda sanatımı buldum. Anlık bir dürtüyle kendimi müjdat gezen sanat merkezine kaydolurken buldum. Aylık verilen ilk taksiti toplam ücret sanmam da beni ittiren bir kuvvet oldu tabi. Gerçeği öğrendiğim de kalakaldım ama kazak almıyorum ki bu zaten bol gelmişti biraz daha bakınayım diyip çekip gidesin giriştik bir kere. Hiçbir şey olamasam bile 1 haftada sağlam blog malzemesi çıkardım kendime. Sanat merkezi değil de insan belgeseli sanki. Her zamanki gibi hiç konuşmadan etrafı izledim.

Geçen seferki kurs deneyimlerimden sonra anladım ki sanat merkezlerinde bir embesil çalışan bulundurulmak zorunda. Eğitim bakanlığının yükümlülüğü sanırsam bu. Ücret konusunda doğru düzgün bilgi veremeyen embesilcan kurs tarihi konusunda da aynı iletişim bozukluğunu yaşattı. 1 hafta önce başlamış kursa sonradan gittim sanki ilk dersmiş gibi. Herkes bir kaynaşmış bilgili diyorum sanatçılar böyle demek sonra bir şekilde öğrendim sonradan geldiğimi.

Hedef kitle çok basit. Hepsinin belli bir repliği var "hep hayalimdi oyunculuk". Hayali oyunculuk olmayan tek mal benim orda. Nerdeyim ben ne yapıyorum ya demeye başladım ilk dersten. Kitlenin yarısı Bilkentli kokoş ve concon tipler. Sanırım Türkçe öğrenmeye geldiler. Diğer yarısı da hiç bir şey olamamış artist olacam hayaliyle çocukluğundan beri çırpınan eğitimsiz kesim. Ben kendimi şimdilik 2 gruptan da soyutladım cool gelip cool gidiyorum ama yarın öbür gün sahnede bağır çağır gül diyecekler tek korkum o. Bu insan kitlesinin bir diğer özelliği de yalaka olmaları. Bir müjdat gezen fanatikliği kol geziyor ki anlam veremiyorum. Benim için Müjdat Gezen denince akla gelen ilk şey darbukatör baryam denen antipatik karakterdir. Ne kadar usta olursa olsun ben bu görüntüyü hafızamdan silemiyorum. Hocam Al Pacino 1 siz 2 diyemiyorum. Dendiğini duyunca da kopuyorum malesef. Eğitmenler gerçekten alanında başarılı saygım sonsuz ama zaten parayı basmışız bize çalışıyorlar ne diye bana bu şansı verdiniz Allah razı olsun diye yapışayım bir foto çekilelim büyüksünüz diyeyim. Git sana kurs ücretini kim veriyorsa ona yapış Allah razı olsun diye. Ayrıca bir sürü devlet tiyatrocusu eğitmen varken Müjdat Gezen'in peşinden koşma çabası da komik. Zaten 4 ay boyunca hocamız olmayacak mı bunlar sokakta karşılaştığım ünlü muamelesi niye yapılıyor anlayamadım. Sürekli elime makina verdiler zaten resmimizi çeker misin diye. Bu sayede hocaların akıllarında en çok ben kalmışımdır kesin.



İlk haftanın sonunda bir de açılış kokteyli verdiler. İşte orda kim kimdir iyice netleşti gözümde. Herkes foto makinalarıyla gözü dönmüş geziyor.Müjdat hocayla toplu foto çekilelim dediler adam oturdu etrafında 10 kişi kalan 50 kişi resmini çekiyor bense kenarda durumun komikliğini hafızama kaydediyorum. Bir tanesi zaten "ayy ben çıkmıyorum ama resimdee "diyebildi takdir ettim. Her zaman için beleş içkiyi hiç bir şeye değişmeyen ben oturdum bekledim kokteylin başlamasını boş boş. Herkes foto peşinde koşarken gittim aldım şarabımı ortada içiyordum ki omzumda bir el hissettim. Dikilmişim Müjdat Gezenle Turgut Özarkmanın önüne şarap içiyorum. Müjo beni hafif çekip yoluna devam etti. O an dedim özeti budur ben şarabımı içerim ünlüler yanımdan geçip gider farketmem. Belki bu camiada yırtınmayan karakter olarak dikkat çekerim göreceğiz.

Bu esnada kete grubundan (bilkentli kokoşlardan olmayan kenar mahalle style diyebileceğimiz kesim) bir kız beni esir aldı. Tam manikürcü tipi var bunda diye aklımdan geçiriyordum ki ne mezunusun diye sorunca güzellik uzmanıyım cevabını alan ben gülmemek için zor tuttum. Onun da hayaliymiş oyunculuk. Kız zaten boş zamanlarında ne yaptığını anlatınca da iyice kete kalıbına oturttu kendini. Efendim gece sabaha kadar tv izleyip msnde takılırmış. Tv programlarından da yabancı gelinler ve yemekteyizi çok severmiş. İkram edilen köpek öldüren şaraba da hayatında içtiği en güzel içki muamelesi yapması da kültürünü ortaya koydu. O an da dedim nerdeyim ben ya napıyorum diye. Sanırım bilkentli zibidiler grubuna kaycam bu grup özünde iyi insanlardan oluşsa da farklı dünyaların insanıyız. Blog malzemesi olsun diye gözlemlemeye devam edeceğim ama. Bir de bunlar ilk haftadan oyunculuklarını ilan ettiler kızın senaryoları varmış onu sahneleyeceklermiş castı oluşturdular sağolsunlar bana da bir rol verceklermiş aman sağol dedim ve uzadım olay yerinden. Heykelciliğe başlamalıyım bence sesssiz sakin ve karizmatik. İçinde yoğun insan geçen işler bana göre değil. Yaşam bir oyun sahnesiyse ben dekorum arkadaş..